BvT HUKUK VE DANIŞMANLIK

ANASAYFA BvT HUKUK VE DANIŞMANLIK Ticaret Hukuku

Sıkça Sorulan Sorular

Ticaret Hukuku Hakkında Sorular

Adi ortaklık iki ya da daha fazla kişinin bir araya gelerek emeklerini, mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirdikleri ortaklıktır.

Adi ortaklıkların tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
Kural olarak adi ortaklık sözleşmesinde şekil serbestisi vardır.
İstisna olan haller;
- Taşınmaz bir malın mülkiyeti ortaklığa sermaye olarak konulacaksa - Motorlu taşıt araçlarının adi ortaklığa sermaye olarak konulacaksa - Fikri ve sınai hakların şirkete sermaye olarak konulması

Durumunda adi ortaklık sözleşmesinin resmi şekilde yapılması zorunludur.
Emek sermaye olarak konulabileceği gibi ortaklık sözleşmesinde emeğini sermaye olarak koyan ortağın kar almayacağına dair hüküm konulması durumunda işbu hüküm de geçersiz sayılacaktır.
Şirketin yönetimi belli kişilere verilebilir. Ancak şirketin yetkileri münhasıran bir veya birkaç ortağa verilmiş olsa dahi olağandışı işlerde ise yetkili olsun ya da olmasın her bir ortak işleme katılmak zorundadır. Aksi halde işlem geçersiz olur. (Gecikmesinde sakınca bulunan haller istisnadır.)
Ortakların zarara katılmaları emredici niteliktedir. Ancak şirkete emeğini sermaye olarak koyan ortağın kazanca katılıp zarara katılmaması ortaklık sözleşmesinde kabul edilebilir. Ancak bu iç ilişkide hüküm doğuracak olup emeğini sermaye olarak koyan ortak 3. Kişilere karşı bu iddiada bulunamaz.
Adi şirketlerin tüzel kişiliği olmadığından kural olarak iflası da istenemez. Ancak adi şirket bir ticari işletme şeklinde işletiliyor ve ticaret unvanı kullanılıyorsa TTK m.12/3 anlamında tacir gibi sorumlu olacağı için iflası istenebilir.
Ortaklar zarara katılma yönünden bir oran belirleyebilirler ancak bu iç ilişkide hüküm doğuracak olup 3. Kişilere karşı oraklar müteselsilen sorumludur.
Ortakların yönetim yetkisini kullanamayacağına dair hüküm konulmuş olsa bile haklı bir sebebin varlığı halinde ortakların her birinin yönetim yetkisi kaldırılabilir. Uygulamada sorun çıkmaması açısından haklı sebebe dayanarak ortağın yönetim yetkisi dava yolu ile kaldırılmalıdır.
Ortaklıktan çıkma ve çıkarılmaya ilişkin hükümler kural olarak ortaklık sözleşmesinde bulunur. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunmayan durumlarda taraflardan her biri haklı sebebin varlığına dayanarak mahkemeden feshi ihbar talep edebilir.
a. Ortak amacın gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesinin imkânsız hale gelmesi
b. Sözleşmede aksine hüküm yoksa ortağın ölümü
c. Ortaklardan birinin tasfiye payı hakkında cebri icra uygulanması
d. Ortaklardan birini iflası ya da kısıtlanması (kısıtlama halinde diğer ortaklar sulh hukuk mahkemesinden onay alarak ortaklığı devam ettirebilir.)
Şirketi yöneten ortağın ortaklığın sona erdiğini bilmediği veya bilecek durumda olmadığı durumlarda yaptığı işlemler geçerli olup diğer ortakları da bağlar.
Şirketi devreden ortak, şirketin devir tarihindeki borçlarından şirketin devir tarihinden itibaren 2 yıl süre ile sorumludur.
Şirketle ilgili ortaklıklar arasındaki anlaşmazlıklarda taleplerin 5 yıl içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi halde ilgili talepler zamanaşımına uğramış kabul edilecektir.
Tüzel kişilik; gerçekte kişilikleri olmayan gerçek kişilerin bir araya gelerek sosyal ve ekonomik anlamda oluşturdukları kişi veya mal topluluklarıdır.
Şirketler ticaret siciline kayıt ile tüzel kişilik kazanırlar. Kamu hukuku tüzel kişileri ile tescilsiz tüzel kişilik kazanırlar.
Ortakların şirkete sermaye olarak koydukları malvarlıkları tüzel kişi olan şirkete geçmektedir.

Ortakların şahsi alacaklıları şirket malvarlığı üzerinde bir hak talep edemezler. Ortağın şahsi borcu için şirket malvarlığından bir talepte bulunamazlar. Ancak ortağın şirkette ücret ya da kar payı gibi bir hakkı varsa ortağın alacaklıları bu hak üzerinde talepte bulunabilirler.

Şirketin iflası özel istisnalar dışında ortağı iflasına yol açmaz.
Anonim şirketlerde, limited şirketlerde ve komandit şirketlerde komanditer ortaklıkta şahsi emek sermaye olarak konulamaz. Ancak şahıs şirketlerinde şahsi emek sermaye olarak şirkete konulabilir.
Şirketi temsil yetkisine sahip kişilerin, 3. Kişilerle işletme konusu dışında iş ve işlemlerde bulunması halinde dahi yapılan işlemler şirketi bağlar. (3. Kişi, yapılan işlemin işletme konusu dışında olduğunu biliyor ya da bilmesi gerekiyorsa yapılan işlem şirketi bağlamaz.)

Kural olarak temsil yetkisi 3. Kişilere karşı sınırlandırılamaz. İstisna olarak ise ;temsil yetkisi sadece belirli bir şube/merkezin işleriyle ya da birlikte temsilin kararlaştırılması durumunda temsilcilerin yetkisi sınırlandırılabilir. Ancak bu sınırlandırmaların 3. kişilere karşı hüküm doğurması için tescil ve ilan edilmiş olması gerekmektedir.
Sermaye şirketlerinde nakdi sermaye borcunun ödeme yeri ve zamanı esas sözleşmede kararlaştırılabilir. Ancak esas sözleşmede kararlaştırılmamışsa sermaye taahhüdünün ¼’ü tescilden önce ¾’ü ise tescilden sonra ödenir.

Anonim şirketlerde sermaye taahhüdünün minimum ¼’ü tescilden önce ¾’ü ise tescilden sonra ödenebilirken limited şirketlerde ise taahhüt edilen sermayenin tamamı 24 ay içerisinde ödenmesi gerekir.
Bu durumda şirket taahhüdü yerine getirmeyen ortağa ihtarda bulunarak tazminat talebinde bulunabilir. Şirket sözleşmesinde aksine hüküm yoksa yoksa tazminat miktarına şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de eklenir.
Konulabilir ancak 3. Kişilerden olan alacak şirkete sermaye olarak konulduğu tarihte muaccel olmuş olması gerekmektedir. Henüz muaccel olmamış alacaklar şirkete sermaye olarak konulamaz.
Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. (TTK m.329)
Anonim şirket esas sözleşmesinin öncelikle yazılı olarak hazırlanması ve kurucularının imzalarının da noter tarafından onaylanması gerekmektedir.

Anonim şirket sermayesinin kanunda öngörüldüğü şekilde ödenmesi gerekmektedir.

Halka açık anonim şirketlerin kayıtlı sermayeyi seçmesi durumunda Gümrük ve Ticaret bakanlığının onayını alması gerekmektedir.

Son olarak anonim şirket ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanır.
Limited şirket esas sözleşmesi yazılı olarak yapılması yeterli iken anonim şirket esas sözleşmesinin de yine yazılı olarak yapılmasının yanında tüm kurucularının imzasının da noter tarafından onaylanması gereklidir.
Anonim şirket esas sözleşmesinin noter onayından itibaren tescil edildiği zamana kadar olan sürece ön şirket safhası denilmektedir. Ön şirket safhası en fazla 3 ay sürebilmekte, 3 ay içerisinde şirketin ticaret siciline tescil edilmemesi durumunda ön şirket kendiliğinden sona ermektedir.
Ön şirketin meydana gelebilmesi için şirketin 1’den fazla kurucusu olması gerekmektedir. Aksi halde ön şirket safhası oluşmayacaktır
Öncelikle uygulama ön şirket safhasında adi şirket hükümleri uygulanacağı bilinmekte ise de bu yanlıştır. Ön şirket safhası dediğimiz anonim şirket esas sözleşmesinin noter tarafından onaylanması ile şirketin ticaretin siciline tescili arasındaki süreçte iç ilişkide anonim şirket hükümleri uygulanırken dış ilişkide “culpa in contrahendo” ilkesi gereği yapılan iş ve işlemlerde kişisel sorumluluk bulunmaktadır.
Anonim şirket büyük sermayelerin toplanması açısından son derece işlevsel bir yapıdır. Ayrıca yapılan işlemlerde şahsi sorumluluk olmaması nedeniyle kişilerin ticari atılımda bulunmasına kolaylık ve rahatlık sağlamaktadır. Bununla birlikte işletmede devamlılık oluşturması açısından da diğer şirket yapılarına göre daha avantajlı olduğu söylenebilir.
Kural olarak anonim şirketin sermayesi BELİRLİ ve PAYLARA BÖLÜNMÜŞ olması gerekmektedir. Bununla birlikte şirket sermayesi için esas sermeye ve kayıtlı sermaye olmak üzere iki sermaye türünden biri seçilebilir.
Esas sermayede şirket esas sözleşmesi ile şirket açısından belirli bir sermaye kararlaştırılmış olup ilerleyen süreçte şirketin sermaye artırımına gitmek istemesi durumunda genel kurul tarafından onay alınması gerekmektedir.

Kayıtlı sermaye sisteminde ise şirket 100.000,00 TL ‘den az olmamak ve tamamı ödenmiş olmak şartıyla bir başlangıç sermayesi belirler. Ayrıca şirketin başlangıç sermayesinin en fazla 5 katı olmak üzere bir üst limit sermayesi belirlenir ve Yönetim Kurulu’nun esas sözleşmede gösterilen üst limite kadar genel kurul kararı alınmaksızın sermaye arttırma yetkisinin verildiği sermaye sistemine kayıtlı sermaye sistemi denir.

Ayrıca halka açık anonim şirketlerin kayıtlı sermayeyi seçebilmeleri için SPK’dan onay almaları ve esas sözleşmede belirtmeleri gerekir.
Halka kapalı anonim şirketler genelde aile işletmesi ya da birden fazla grup şirketin birleşmesi olarak görülürken halka açık anonim şirkette işletmeci pay sahibi ve yatırımcı pay sahibi vardır. Yatırımcı pay sahibi yönetim kadrosunda yer almaz. İşletmeci pay sahibinin ise hem payı bulunmakta olup hem de yönetime katılır.
Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. (TTK m. 342) Taşınmazın sermaye olarak konulabilmesi için söz konusu taşınmaz üzerinde haciz, rehin ya da tedbir bulunmuyor olması gerekmektedir.

Yine Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir.(TTK m.343)
Taşınırların da şirkete sermaye olarak konulabileceği kabul edilmiştir. Ancak taşınırların şirkete sermaye olarak konulabilmesi için TTK uyarınca güvenilir kişiye tevdii edilmiş olması şarttır.
Kural olarak TTK’da anonim şirketler hakkındaki bütün hükümler emredici niteliktedir. Bu hükümlerden ancak kanunda açıkça öngörülmüşse ya da öngörülmemekle birlikte sapılabilmesi hakkaniyet ilkesi gereği uygun görülüyorsa mümkündür.

Bununla birlikte TTK’da belirlenen hükümlerden sapılabileceği durumlarda ise bu sapma ancak anonim şirket esas sözleşmesi ile mümkündür. Yönetim kurulu veya genel kurul kararıyla sapma gerçekleştirilemez.
Esas sermaye ile şirketin malvarlığı kuruluşta aynıdır. Ancak daha sonra şirketin faaliyetlerine göre şirketin malvarlığı azalır ya da çoğalır. Anonim şirketlerin sorumluluğu esas sermaye miktarları değil malvarlıkları ile sınırlıdır.
Esas sözleşmede bir/birkaç ya da tüm ortaklar tarafından paylarının bir kısmının halka arz edileceği taahhüt edilebilir. Ancak taahhüt edilen payların 2 ay içerisinde pay senedine bağlanıp halka arz edilmesi gerekmektedir. Halka arz edilmesi taahhüt edilen payların 2 ay içerisinde halka arz edilmemesi durumunda pay bedelleri için ödenmesi gereken ¼ tutar bu payları halka arz etmeyi taahhüt etmiş olanlar tarafından ödenir.
Payların bir kısmı ya da tamamı halka arz edilebilir.
Halka arz edilmesi taahhüt edilen payların nakit karşılığı olarak ¼ tutarı peşinen ödenmez. Payların bedeli satışı sonrası elde edilecek gelirlerle ödenir.
Anonim şirketin şartları taşımamasına rağmen sicile tescil olması durumunda “tescilin sağlığa kavuşturması ilkesi” gereği fesih ile ileriye dönük olarak tasfiye edilmesi gerekir. Yokluk ve butlan durumunda geçerli olan en baştan itibaren hükümsüzlük hali bu durumda geçerli olmaz.
Anonim şirketlerin sicile tescil edildikten sonra kuruluşundaki eksiklik nedeniyle feshi ancak eksikliğin önemli ve nitelikli olması halinde mümkündür. Eksiklik önemli ve nitelikli olması halinde 3 aylık süre içerisinde fesih davası açılabilir.

3 aylık süre geçtikten sonra anonim şirketlerin kuruluştaki eksiklik nedeniyle feshedilmesi mümkün değildir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri, ilgili alacaklılar ile Gümrü ve Ticaret Bakanlığı fesih davası açmaya yetkilidir.
Mahkeme şirketin derhal feshine karar vermez. Eksiklikler giderilebilecek nitelikteyse eksikliğin giderilmesine karar verir. Ancak nihayetinde mahkeme fesih kararı verirse herkese karşı etkili olur. Ancak fesih kararının reddedilmesi halinde ise sadece davayı açan davacılara karşı hüküm ifade eder. Dava açmaya yetkili diğer kişiler 3 ay içerisinde fesih davası açabilirler.
Şirketin tescilinden itibaren iki yıl içinde bir işletme veya aynın, sermayenin onda birini aşan bir bedel karşılığında devralınmasına veya kiralanmasına ilişkin sözleşmeler, genel kurulca onaylanıp ticaret siciline tescil edilmedikçe geçerli olmaz. Bu sözleşmelerin onaylanmasından ve tescilinden önce, bunların ifası amacıyla yapılmış olan ödemeler dâhil, her türlü tasarruf geçersizdir.

Genel kurul kararını vermeden önce, yönetim kurulunun istemi üzerine şirketin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişi, şirket tarafından devralınacak ya da kiralanacak işletme ve ayınlara değer biçer. Rapor resmî nitelik taşır.

Sözleşme genel kurulun onay kararıyla birlikte tescil ve ilan olunur.

Şirketin işletme konusunu oluşturan veya cebrî icra yoluyla iktisap edilen ayın ve işletmeler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz. (TTK m.356)
Yönetim kurulu şirketin yönetim ve temsil organı iken genel kurul ise karar organıdır. Genel kurul yönetim kuruluna ait yetkileri kullanamaz.
a. Esas sözleşmenin değiştirilmesi
b. YK ve Denetçilerinin seçimi/görevden alınması/ibrası/sürelerinin belirlenmesi
c. Kar ile kazanç paylaşımı, tespiti,
d. Şirketin feshi
e. Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı
f. Birleşme-Bölünme-Tür değiştirme hakkında karar vermek
g. Şirketin kendi payını iktisap etmesi ya da rehin olarak kabul edebilmesi

Genel kurulun devredilemez yetkileridir.
Şirket ile 3. Kişiler arasında yapılmış sözleşmeler genel kurul tarafından iptal edilemez, değiştirilemez, geçersiz sayılamaz.
Evet. Genel kurul şirketin her faaliyet döneminin sonundan itibaren 3 ay içerisinde ve yılda en az 1 sefer toplanmak zorundadır.
Yönetim kurulu olağanüstü genel kurula gidebilir. Ya da Azınlık pay sahipleri (1/10) Yönetim Kurulunu Genel Kurul yapması için toplantıya davet edebilir. Davetin noter kanalıyla yapılması gereklidir. Yönetim kurulunun talebi reddetmesi halinde ise 7 gün içinde mahkemeye müracaat ederek genel kurul talep edebilir.
Aksi kararlaştırılmamışsa; intifa hakkı sahibi oy hakkını da kullanabilirken rehin hakkı sahibinin oy kullanma hakkı yoktur. Pay üzerinde rehin kurulmuş olsa dahi oy hakkı pay sahibinindir.
A.Ş tek pay sahipli olsa dahi genel kurul toplantı tutanağının 10 gün içerisinde yazılması ve 1 hafta içerisinde de tescil edilmesi zorunludur.
Tek paysahipli anonim şirket genel kurulu, çağrısız genel kurul olması sebebiyle davet ile hazirun cetveli hazırlanmasına gerek yoktur.
Kural olarak gündemde olmayan bir konu hakkında genel kurulda karar alınamaz. Ancak aksine bir nisap belirlenmemişse tüm pay sahiplerinin oybirliği ile genel kurulda gündem eklenebilir ve karar alınabilir. Genel kurulda gündemde olmayan bir konu hakkında karar alınması durumunda genel kurulun tamamı değil sadece bu konuya ilişkin karar iptal edilebilir.
a. Genel kurul toplantısı sırasında Yönetim Kurulunun görevden alınmasını gerektirecek haklı bir sebebin ortaya çıkması durumunda gündeme alınmasına gerek kalmaksızın yönetim kurulu üyeleri görevden alınabilir.
b. Halka kapalı anonim şirketlerde paysahiplerinin 1/10’unu oluşturan azınlık ile halka açık anonim şirketlerde paysahiplerinin 1/20 ‘sini oluşturan azınlık genel kurulda gündeme almasına gerek kalmaksızın finansal tablolar ile bunlara bağlı konuların müzakeresini 1 ay sonraya bırakılması kararı alabilir.
c. Her bir paysahibinin özel denetim istemesi üzerine genel kurul tarafından gündemde olmasına bile denetim kararı alınabilir.
d. Kuruluştaki kurucuların ve sermaye arttırımında ise yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin ibrasına her zaman engel olunabilir.
Evet. Bireysel temsil ya da kurumsal temsil olmak üzere 2 temsil seçeneği ile oy hakkı temsilciye kullandırılabilir.

Bireysel temsil; Adi Temsilci ve Tevdi edilen temsilci olmak üzer 2 çeşittir.

Adi temsilci için noter onayı olmaksızın yazılı bir belge yeterlidir. Ayrıca adi temsilcilik için noter onayı şartı esas sözleşme ile de getirilemez.

Tevdi edilen temsilci ise her genel kurul toplantısından önce oy hakkını nasıl kullanması gerektiği konusunda tevdi edene başvurmak zorunadır.
Genel kurulda adi ve özel toplantı nisabı olmak üzere iki toplantı nisabı vardır.
Esas sermayenin ¼’ünü oluşturan paysahiplerinin katılımıdır. Ancak ¼ katılımın toplantı süresince muhafaza edilmesi gerekmektedir. İlk toplantıda ¼ katılım sağlanamazsa ikinci toplantıda karar nisabı aranmaz. Adi nisaplar esas sözleşme ile daha nitelikli hale getirilebilir.
Genel kurulun bazı konularda karar alması için toplanmasına özel nisaplar belirlenmiştir.
a. Genel nitelikteki esas sözleşme değişikliği toplantı nisabı; ilk toplantı için paysahiplerinin ½ ‘si ilk toplantıda çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantı için 1/3’üdür. Bu toplantılarda kararlar oy çokluğu ile alınır. Bu esas sözleşme değişiklikleri genel olarak; sermaye arttırmı, unvan değişimi, nama yazılı senetlerin hamiline çevrilmesi, genel kurul toplantı ve karar nisaplarının ağırlaştırılması, yönetim kurulu üye sayısı arttırmı ve azaltımı, anonim şirketin feshedilerek tasfiyesine karar verilmesi)
b. Özel nitelikli esas sözleşmelerde toplantı nisabı:
Halka Açık Anonim Şirketler İçin: İlk toplantı için paysahiplerinin ¼ ikinci toplantı için nisap aranmaz. (Sermaye arttırılması, kayıtlı sermaye tavanının yükseltilmesi, birleşme -bölünme-tür değiştirmeye ilişkin)

Halka kapalı anonim şirketler için ise;
Sermayenin %100’ünün toplantıda hazır bulunması gereken esas sözleşme değişiklikleri;
a. Bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük veya ikincil yükümlülük koyan kararlar.
b. Şirketin merkezinin yurtdışına taşınmasına ilişkin kararlar
%100 katılım ve %100 oybirliği ile alınır.

Sermayenin %75’nin hazır olması gereken kararlar;
a. Şirketin işletme konusun tamamen değiştirilmesi
b. İmtiyazlı pay oluşturma
c. Nama yazılı payların devrinin sınırlandırılması
d. A.Ş ‘in Genel kurul kararıyla sona erdirilmesi
e. Şirkete ait önemli miktarda aktiflerin satılabilmesi
f. Sermayenin arttırılması
Kararları sermayenin %75 katılımı ve %75 oy çokluğu ile karar alınır.
Genel kurul karar toplantı tutanağının sicile tescil edilmemesi durumunda genel kurul kararları geçerli olmaz.
Yok hükmündeki, butlan ve iptal edilebilir nitelikteki kararlar olmak üzere 3 çeşit sakatlık vardır.
Toplantı ve karar nisaplarına aykırı olarak alınan kararlar yok hükmündedir.
Bir genel kurul kararı görünürde şekil ve usul bakımından geçerli gibi gözükse de esasen ahlaka, iyiniyet kurallarına, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olması durumunda butlan hükmündedir.

Yokluk ile butlan arasında hukuki sonuç bakımından fark bulunmamaktadır.
a. Genel kurula katılma hakkını sınırlandıran veya kaldıran,
b. Oy kullanma – iptal davası açma hakkını sınırlandıran,
c. Paysahiplerinin bilgi alma ve denetleme hakkını sınırlandıran,
d. A.Ş temel yapısını bozan,
e. Sermayenin korunması hükümlerine aykırılık oluşturan,
f. Şekli eksiklik nedeniyle hükümsüz olan,
Kararları butlandır.
Şirkete karşı butlanın tespiti davası açılır. Genel kurul kararının butlan olduğunu bütün paysahipleri, yönetim kurulu ve menfaati olması koşuluyla şirket alacaklıları ileri sürebilir.
Açabilir. Genel kurula katılsın katılmasın önemli olmaksızın her paysahibi butlan davasını her zaman ileri sürebilir.
Zaman sınırı olmaksızın yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde her zaman dava yolu ile ileri sürülebilir.
Kanuna, esas sözleşmeye ya da dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları iptal davası ile iptal edilebilir.

İptal davası kararın alındığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde açılmalıdır. Yokluk ve butlan için ise süre sınırı olmaksızın her zaman ileri sürülebilir.
a. Toplantıda hazır bulunup da olumsuz oy veren ve bu muhalefetini de tutanağa geçiren
b. Genel kurul gündeminin gereği gibi ilan edilmediği, çağrının usulüne uygun yapılmadığı genel kurul toplantılarında paysahipleri toplantıya katılsın ya da katılmasın olumlu oy kullansın ya da kullanmaksızın fark etmeksizin iptal davası açabilir.
c. Yönetim kurulu,
d. Yönetim kurulu üyeleri,
e. Sermaye piyasası kurulu.
Sadece kendisinde yapılan genel kurul davetinde usulsüzlük olması durumunda iptal davası açmak için, kararın kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu ispat etmek ve toplantıya katılmamış olması gerekmektedir.
Değildir. Toplantıya yetkisiz katılan kişilerin oylarının sayı itibariyle kararı etkileyebilecek nitelikte olması gerekmektedir.
Hayır açamaz. Rehin hakkı oy kullanma yetkisi verebilmekte iken iptal davası açma yetkisi vermemektedir.
Husumet yönetim kuruluna yöneltilir. Davayı yönetim kurulunun açması üzerine ise mahkemede şirketi temsilen kayyım atanır.
Olabilir. Tüzel kişiyi toplantılarda temsil edecek olan gerçek kişi belirlenir ve bu kişinin tescil ve ilan edilmesi gerekir. Tescil ve ilan tüzel kişi yönetim kurulu üyeleri için kurucu unsur iken gerçek kişi yönetim kurulu üyeleri için açıklayıcıdır.
Hayır belirleyemez. Temsilcisini tüzel kişi kendisi belirler aksi yönde şirket esas sözleşmesine hüküm konulamaz konulmuş ise geçersizdir.
Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa üye sayısı için bir sınır yoktur. Ancak Halka açık anonim şirketler için yönetim kurulu en az 5 üyeden oluşmalıdır.
a. Şirketin üst düzey yönetimi,
b. Muhasebenin, finansal denetimin ve planlama için gerekli olan düzenin kurulması,
c. Müdürlerin ve imza yetkisine sahip kişilerin atanması, görevden alınması,
d. Borca batıklık halinde mahkemeye bildirimde bulunulması ve
e. Görevli kişilerin kanuna ve esas sözleşmeye uygun hareket ediip etmediğinin denetlenmesi.
a. Eşit işlem ilkesine aykırı kararları,
b. A.Ş temel yapısı ile sermayenin korunması ilkesine aykırı kararları,
c. Paysahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden kararları ve
d. Yönetim kurulunun vazgeçilemez ve devredilemez yetkilerinin devredilmesine ilişkin kararları.
Esas sözleşmede açıkça öngörülmek şartı ile devredilebilir. Ancak en az bir yönetim kurulu üyesinin şirketi temsile yetkili olması gerekmektedir. Ayrıca o yönetim kurulu üyesinin de yetkilerinin herhangi bir şekilde sınırlandırılmamış olması gerekmektedir.
Şirket iç yönergesi ile verilebilir. Ancak bu temsil yetkisinin geçerli olabilmesi için tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. İç yönergenin tamamı değil sadece temsil yetkisinin devredildiği maddesinin tescil ve ilan edilmesi yeterlidir.
Geçerlidir. Mesela gıda alanında faaliyet gösteren şirket temsilcinin başka bir şirketle bilişim alanında yaptığı sözleşme geçerlidir. Ancak 3. Kişi şirke temsilcinin faaliyet alanı dışında işleme giriştiğini biliyorsa şirket temsilcisinin yaptığı işlem anonim şirketi bağlamaz.
Anonim şirket yönetim kurulu temsilinde kural olarak çift imza kuralı geçerlidir. Ancak esas sözleşme ile tek imza ya da temsil yetkisi ikiden fazla kişiye de verilebilir. Ancak bu durumun 3. Kişilere karşı ileri sürülebilmesi için mutlaka tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir.
Bir yönetim kurulu üyesinin iyiniyetle aldığı yönetim kurulu kararında eğer;
a. Tarafsız olarak karar vermişse,
b. Kararın konusu ve esasına ilişkin değerlendirme yapabilmek için gerekli bilgileri almış ve vicdani kanaatine göre karar vermişse ve
c. Kararın şirketin menfaatine en uygun olduğu makul olarak kabul edilebiliyorsa
Olaylar aksi yönde gelişse ve şirket zarar etse dahi yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu olmaz.
a. Şirket ile işlem yapma yasağı,
b. Şirkete borçlanma yasağı,
c. Şirket ile rekabet yapma yasağı ve
d. Görüşmelere katılma yasağı.
Yönetim kurulu üyesi şirket ile işlem yapma yasağı vardır. Bu işlemin şirketin konusuna girip girmediğinin ya da ticari olup olmadığının bir önemi yoktur.

Genel kurul tarafından sonradan işleme onay verilerek karar bağlayıcı hale getirilebilir.
Anonim şirkette pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile TTK m.393’de sayılan yakınları şirkete borçlanamaz. Şirket bu kişiler için rehin/kefalet veremez. Ancak paysahibi yönetim kurulu üyeleri ile yakınları şirkete borçlanabilir.

Halka açık anonim şirket için ise yönetim kurulu üyeleri paysahibi olsa bile onlar için şirkete borçlanma yasağı vardır.
YK üyeleri aynı alanda faaliyet gösteren şirketlere sınırlı sorumlu olarak dahi giremez. Ancak Genel kurul ile yönetim kurulu üyelerine bu konuda açık-zımni izin verilebilir.
Şirket tarafından zararın öğrenilmesinden itibaren 3 ay ya da her hâlükârda işlemin yapıldığı tarihten 1 yıl içinde talep edilmemesi halinde zamanaşımına uğrar.
YK üyesi/yakını ile şirket menfaatlerinin çatıştığı bir karar alınacaksa yönetim kurulu üyesinin toplantılara katılması ve oy kullanması yasaktır. Bu kurala aykırı işlem yapılması halinde şirket zarara uğrarsa tazmini için dava açılabilir.
a. Üyenin; iflası, ehliyetinin kısıtlanması, yeterliliğini yitirmesi ile kendiliğinden sona erer.
b. İstifa ile. İstifanın yönetim kurulu tarafından kabul edilmemesinin bir önemi yoktur. Fakat istifanın iyiniyetli 3. Kişilere karşı hüküm doğurabilmesi için tescil ve ilan edilmiş olması gerekmektedir. Ancak bu dış etki sadece hukuki işlemlerden doğan borçlar için geçerli olur haksız fiilden kaynaklı borçlarda sicile tescilin etkisi yoktur, istifa yapıldığı anda etkisini doğurur.
c. Genel kurul tarafından haklı nedenle görevden alınması ile de yk üyesinin üyelik sıfatı sona erer.
Denetçiler kural olarak genel kurul tarafından seçilir. Ancak şartların oluşması durumunda paysahiplerinin mahkemede açacakları dava ile mahkeme tarafından da denetçi seçilebilmektedir. Son olarak ise denetçilerden birinin istifası üzerine genel kurula kadar yönetim kurulu tarafından geçici olarak denetçi seçilir.
Kural olarak genel kurul tarafından görevden alınır. Ancak belli şartların oluşması durumunda yönetim kurulu ya da belli sayıdaki paysahiplerinin mahkemede açacakları dava ile görevden alabilir.
a. Denetçinin şirkette paysahibi olması,
b. Şirketin yönetici ya da çalışanıysa ya da son 3 yıl içinde bu sıfatı kazanmışsa,
c. Şirketle bağlantısı bulunan bir tüzel kişinin, kanuni temsilci, yönetim kurulu üyesi, sahibi ya da %20 pay sahibiyse
şirkete denetçi olarak atanamaz.
Pay senedi çıkarılması ortaklık için kurucu değil açıklayıcı niteliktedir.
İmtiyazlar ancak esas sözleşmede öngörülmesi şartı ile tanınabilir. Genel kurul kararı ile esas sözleşme değişikliği yapmaksızın imtiyaz tanınamaz.
Tanınabilir. Ancak bu pay sahiplerine payların bağlı nama yazılı olması gerekir. Çünkü payın devredilmesi durumunda payı devralacak kişinin de mevcut paysahipleri ile aynı özellikleri taşıyor olması gerekmektedir.
1. Malvarlığı hakkında (Karda fazlalık, karda öncelik, tasfiyede öncelik),
2. Oy hakkında ve
3. Yönetim hakkında
İmtiyaz tanınabilir.
a. Esas sözleşme değişikliklerinde,
b. İbra oylamasında ve
c. Denetçi seçiminde
İmtiyazlar etkisizdir.
Bir paya imtiyaz ile en fazla 15 oy hakkı verilebilir.
Kural olarak istisna durumlar haricinde genel kurul tarafından yetkilendirilmek şartıyla yönetim kurulu şirket kendi paylarını ivazlı olarak en fazla %10’unu iktisap edebilir. İvazsız iktisapta bu sınır geçerli değildir. Ayrıca iktisap edilecek payların taahhüt edilen sermayeleri ödenmiş olması gerekmektedir.
Yakın ve ciddi bir tehlikenin bulunması durumunda şirket kendi paylarını iktisap eder ve ilk genel kurulda genel kurulu bilgilendirir.
a. Esas sermayenin azaltılmasına ilişkin TTK m.473-475 hükümlerinin uygulanması,
b. Külli halefiyet kuralları gereği iktisap,
c. Kanuni satın alma yükümlülüğü (Birleşme-bölünme-miras),
d. Bedellerinin tümü ödenmiş olmak şartıyla cebri icrada şirket alacağının tahsili amacıyla,
e. Şirket menkul kıymetler şirketiyse işletme konusu gereği.
Şirketin halka açık anonim şirket olması durumunda piyasadaki rayiç bedel üzerinden kullanılabilecekken, halka kapalı anonim şirkette ise uzman bilirkişi tarafından pay hakkında değer biçilip o değer üzerinden alınması gerekmektedir.

Ancak pay sahibi her zaman payın gerçek değerini daha fazla olduğunun tespiti ve ödenmesini dava edebilir.
Paysahibi ihtara gerek kalmadan mütemerrit olur ve temerrüt faizi ödemekle yükümlü olur. Ayrıca paya bağlı haklarından mahrum bırakılmaya ve şirkette çıkarılma yetkisi vardır.

Iskat (Şirketten çıkarma) için pay sahibine, sermayeyi 1 ay içinde ödemesi aksi halde paya ilişkin haklarından yoksun bırakılacağının ihtar edilmesi gerekmektedir.

Iskat, temerrüte düşülmüş paya uygulanır. Bu nedenle sermayeyi koymayı taahhüt edip ödediği paylara ilişkin hakları devam eder.
İlk olarak yönetim kurulu tarafından esas sözleşme değişiklik taslağı hazırlanır, noterce onaylatılır ve genel kurul toplantıya çağrılarak karar alınır ve karar ticaret siciline tescil edilir. GTB-SPK için izin gereken kararlarda ayrıca GTB-SPK izni de alınır.
Ticaret unvanı işletmeden bağımsızlık olarak devredilemezken işletme adı ticari unvandan bağımsız olarak devredilebilir.
Devralınan işletmelerdeki makineler 3. Kişiye ait olması durumunda işletmeyi devralan söz konusu bu makineler üzerinde MK. 988 hükümleri uyarınca mülkiyet hakkını kazanır.
İşetmeyi devreden, işetmenin devir tarihinden önceki borçlardan devir tarihinden itibaren 2 yıl süreyle sorumludur. Borca konu işlemin devir tarihinden önce yapılmış ancak borç devir tarihinden sonra muaccel olmuşsa devredenin sorumluluğu borcun ortaya çıktığı tarihten itibaren 2 yıl süreyle devam eder.
Hayır. Ticari rehin sözleşmesinin bir tarafı mutlaka;
- Banka,
- Kredili satış yapan gerçek veya tüzel kişiliğe haiz müessese veya
- Kooperatif olmalıdır.
Ticari işletme rehni zorunlu olarak;
- Ticaret unvanı ve işletme adını (kullanılıyorsa)
- Menkul işletme tesisatını (işletmeye ait araç, gereç) kapsamalıdır.

İhtiyari olarak ise; sınai hakları (marka, patent vs. gibi) da kapsayabilir.
İlk olarak işletmenin kayıtlı olduğu sicil çevresindeki noter tarafından düzenleme şeklinde rehin sözleşmesi yapılmalıdır.

Sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 10 gün içerisinde işletmenin kayıtlı bulunduğu ticaret siciline tescil edilmelidir. Rehin hakkı tescil ile doğar. Ancak 10 günlük süre Yargıtay’a göre hak düşürücü süre olması sebebiyle 10 günden sonra yapılan tesciller hükümsüzdür.
Rehni veren, rehin konusunu bir başka yere taşınmak, nakletmek istiyorsa alacaklının rızasını almalıdır. Aksi halde para ve hapis cezası öngörülmüştür.

Rehin konusu işletmenin tümüyle devri halinde rehin devralana karşı da ileri sürülebilecektir. Ancak rehinden haberdar olmaksızın, ticari işletmenin sicil bölgesi dışındaki münferit unsurları üzerinde mülkiyet veya diğer ayni ha iktisap eden iyiniyetli 3. Kişinin bu hakkı korunur.

Kişinin sicil bölgesi dışındaki münferit unsurlar üzerindeki bu hakkı, işletme sahibinin 3. Kişiye karşı sahip olduğu talep hakkı ölçüsünde devam eder.