BvT HUKUK VE DANIŞMANLIK

ANASAYFA BvT HUKUK VE DANIŞMANLIK Eser Sözleşmeleri

Sıkça Sorulan Sorular

Eser Sözleşmeleri Hakkında Sorular

Eser sözleşmelerinde işi yapan kişiye yüklenici, iş karşılığında bedel ödeyecek kişiye ise iş sahibi denir. Bu tanımlar doğrultusunda eser sözleşmesi, TBK m. 470’e göre yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesine örnek verecek olursak; bir mobilyacının kişinin özel isteği üzerine kişinin taleplerini karşılar nitelikte yeni bir mobilya üretmeyi; kişinin de üretilecek bu mobilya karşılığında mobilyacıya bedel ödemeyi taahhüt ettiği sözleşme eser sözleşmesidir.
Not: Eser sözleşmelerinde iş sahibi yükleniciye mutlaka bir bedel ödemelidir. Bu bedel para olabileceği gibi maddi karşılığı olan herhangi bir mal veya eşya da olabilir. Yüklenici tarafından eserin ücretsiz yapılması halinde taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi olarak nitelendirilemez.
Yasa koyucu eser sözleşmesi için herhangi bir şekil şartı öngörmemiştir. Eser sözleşmesi sözlü veya yazılı kurulabilir. Ancak ileride çıkabilecek uyuşmazlıklarda sözleşmenin varlığının ispatı için yazılı yapılması daha doğru olacaktır.
Estetik amaçlı tıbbi operasyonların vekalet sözleşmesi mi eser sözleşmesi mi olduğu doktrinde bir hayli tartışmalıdır. Yargıtay 15. HD. 2017/2286 E. Ve 2017/3847 K. Sayılı ilamı ile estetik operasyonunu da eser sözleşmesi kapsamında değerlendirmiştir. Anılan kararda Yüksek Mahkeme “Eser sözleşmesinde ve somut olayda güzelleşme amaçlı estetik ameliyatta yüklenici olduğu kabul edilen doktorun yükümlülüğü taahhütlerine, tıbbın gereklerine ve iyi niyet kurallarına uygun şekilde ameliyatı yapmak, davacı iş sahibinin sorumluluğu bedeli ödemektir. Davacı, davalı yüklenicilerin edimlerini yerine getirmediği, taahhüt ve tıbbın gereklerine uygun ameliyat yapmadığı ve estetik ameliyatın başarısız olduğunu ileri sürerek davasını açmıştır. Mahkemece talimat yoluyla hukukçu ve plastik cerrahi uzmanından 04.02.2013 tarihli rapor alınmış bu rapora itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan 28.08.2013 tarihli rapor ve aynı kuruldan 21.05.2014 tarihli ek rapor alınmıştır. Alınan raporlarda eser sözleşmesi hükümlerine göre inceleme yapılmadığından bu raporların hükme esas alınmaları mümkün değildir.” Şeklinde hüküm ihtiva ederek somut uyuşmazlığın TBK m.470 v.d (eser sözleşmesi) hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtmiştir.

Kanaatimizce de estetik operasyonlarının vekalet sözleşmesi kapsamında değil eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi daha uygun olacaktır.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin borçları şu şekildedir: TBK m. 471’ e göre yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.
Taraflar arasındaki sözleşme doğrultusunda bir eser meydana getirilirken yüklenici iş sahibinin menfaatine uygun şekilde hareket etmelidir. Kanun koyucu konunun açıklığa kavuşması açısından TBK m.471’de şu hükme yer vermiştir: Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden iş sahibine karşı, satıcı gibi sorumludur. Malzeme iş sahibi tarafından sağlanmışsa yüklenici, onları gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlüdür.

Bununla birlikte eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Kısacası yüklenici eser sözleşmesine konu eseri meydana getirirken basiretli bir yüklenici gibi davranmalı ve eseri meydana getirirken özenle hareket etmelidir.

Not: Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, işsahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir.
Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.
Gündelik hayatta sıkça karşılaştığımız husus eser sözleşmelerinde iş sahibinin sözleşmeye konu eseri bizzat yapması veya kendi yönetimi altında çalışan birine yaptırmasıdır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus eserin meydan getirilmesinde yüklenicinin kişisel özelliklerinin önem arz edip etmediğidir. Örneğin iş sahibi çok ünlü bir ressamdan kendisi için belirli bir ücret karşılığında resim yapmasını talep eder ressam da bu talebi kabul ederse artık ressam bahse konu eseri bizzat kendisi yapmak zorundadır. Zira iş sahibi eserin o ressam tarafından meydana getirileceği inancıyla ressamla anlaşmıştır.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır. Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden iş sahibine karşı, satıcı gibi sorumludur.

Bununla birlikte malzeme işsahibi tarafından da sağlanabilir. Bu durumda yüklenici, özen ve sadakat borcunun yükümlülükleri gereğince malzemeyi kontrol etmek ve malzemenin eserin meydana getirilmesine uygunluğunu test etmek zorundadır. Bununla birlikte malzemeleri gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlüdür.
İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir. Kanun koyucu ayıp bildirimi için herhangi bir süre veya şekil şartı öngörmemiştir. Her ne kadar kanun koyucu bildirim için özel bir şart getirmemiş olsa da pratikte noter aracılığı ile bildirimde bulunmak bildirimin yapıldığının ispatı açısından işsahibine kolaylık sağlayacaktır.
Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.

Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.
İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Şöyle ki; İşsahibi, seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı eserin neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde yükleniciden tazminat isteme hakkına da sahiptir. Kısacası işsahibi, yükleniciden yukarıda belirtilen seçimlik haklardan biri + tazminat talebinde bulunabilecektir.
Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, işsahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa işsahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.
Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.

Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.
Kanun koyucu burada yüklenicinin sorumluluğunun süresinin malın taşınır veya taşınmaz olup olmadığına göre ayrım yapmıştır. TBK m.478’e göre; “Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” Kısacası ayıbın meydana gelmesine yüklenici ağır kusuru ile neden olmuşsa sorumluluğu eserin tesliminden 20 yıl geçmeden kalkmayacaktır.
Eser sözleşmesinde iş sahibinin borcu bedel ödemektir. Kural olarak bedel ödeme borcu eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur.
Eserin bedelinin önceden ve kesin olarak tespit edilmesi ücretin götürü olarak belirlenmesi demektir. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez. Ancak kanun koyucu dürüstlük ilkesi çerçevesinde bu fıkraya bir istisna getirmiştir. Şöyle ki; başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir.

Bununla birlikte eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile işsahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.
Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.
Kanunda eser sözleşmesinin sona erme halleri şu şekilde sıralanmıştır:
1- Yaklaşık Bedelin Aşılması,
2- Eserin Yok Olması,
3- Tazminat Karşılığı Fesih,
4- İşsahibi yüzünden ifanın imkansızlaşması ve
5- Yüklenicinin ölümü veya yeteneğini kaybetmesi.
Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, işsahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa işsahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir. Eser, işsahibinin arsası üzerine yapılıyorsa işsahibi, bedelden uygun bir miktarın indirilmesini isteyebileceği gibi, eser henüz tamamlanmamışsa, yükleniciyi işe devamdan alıkoyarak, tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle sözleşmeyi feshedebilir.
Eser teslimden önce beklenmedik olay sonucu yok olursa işsahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar, onu sağlayana ait olur. Kısacası eser, işsahibinin teslim almayı geciktirmesi esnasında yok olursa yüklenici iş sahibinden ücret ve giderlerinin ödenmesini talep edebilecektir.

Bununla birlikte eserin işsahibince verilen malzeme veya gösterilen arsanın ayıbı veya işsahibinin talimatına uygun yapılması yüzünden yok olması durumunda yüklenici, doğabilecek olumsuz sonuçları zamanında bildirmişse, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerinin ödenmesini isteyebilir. İşsahibinin kusuru varsa, yüklenicinin ayrıca zararının giderilmesini de isteme hakkı vardır.
TBK m.484’e göre “İşsahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.” Örneğin, bir ressam resmi tamamlamadan önce işsahibi resmin tamamlanan kısmının bedelini ve yüklenicinin diğer zararlarını ödemek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.
Eserin tamamlanması, işsahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. Beklenmedik olayın meydana gelmesinde işsahibinin kusuru varsa yüklenici işsahibine karşı ayrıca tazminat talebinde de bulunabilecektir.
Yüklenicinin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan sözleşme, onun ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda kendiliğinden sona erer. Bu durumda işsahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlüdür. Kişisel özelliklerinin önem arz etmediği sözleşmelerde yüklenicinin mirasçıları veya gözetimi altındaki kişiler eserin tamamlanmasını sağlayabilirler. Bu durumda eser sözleşmesi geçerliliğini sürdürecektir. Ancak yüklenicinin kişisel yeteneklerinin önem arz ettiği hallerde sözleşme ileriye dönük olarak feshedilecek ve işsahibi eseri o haliyle teslim almak istiyorsa yükleniciye veya yüklenicinin ölmesi halinde mirasçılarına ödeme yapması gerekecektir.